11 Aralık 2009 Cuma

Birleşik kayalar


Geçen senenin en güzel günlerine az kala bir akşamdı. Prag sokaklarında yemek arayarak ve bularak ve çiğneyip yutarak geçirdiğim, turizm dolu bir kaç gecenin arkasına eğlence koymaya niyetliydim. Otel odamda akşam duşumu alıp, kötü ruhlarımı savdıktan sonra, resepsiyonumsu giriş/çıkışa inip, her daim kulaklıkla bilgisayara bağlı gördüğüm genç arkadaşa "Do you know any rock bars around here?" İngilizce soru cümlesini sunmuştum. Öyle bir cevhere denk gelmiştim ki, Prag'da rock müzik ve bira servisi yapan ve görmeye değer üç barı da haritada benim için işaretlemekle kalmamış, söz konusu işletmelerin eğilimlerini, müzikten sorumlu çalışanlarının hangi saatlerde ruhumu doyurabileceklerini bile ifade etmeye, kendi sınırları ötesinde emek vermişti. Aldığım itkiyle sokağa çıkmamış, yuvarlanmıştım ("sallan ve yuvarlan" ne demek allasen? Kaya nerde?). Aç kaya yuvarlanmazken; ben kayadan yumuşak, tahtadan sertçeyken, yemek yememek olur muydu? Günler ve akşamlardır tükettiğim gulaştan edindiğim usantıyı, ÖzMcDonald's amburgeriyle bertaraf edip, kulağımda ısıtıcı Megadeth şarkılarıyla dolaşmıştım. Üç barın dördünü de dolaşıp, sonunda ilk incelediğim, kaldırım seviyesindekinde eğlenmeye karar vermiştim. Önce, biraz AC/DC ve Çek Kadın Poposu seyredip bira içmiştim. Sonra bolca Metallica ve az Genç Çek Erkek Grubu seyredip, bira tüketmeye devam etmiştim. Metallica'nın daha önce hiç görmediğim bir konserini, şarkı aralarına serpiştirilmiş, gevşek Lars Ulrich ropörtajlarıyla süslemişlerdi. Kaydın sonunda, Hammersmith Odeon yazısını görünce rahatlamıştım.
Prag'dan trenle geçtiğim Berlin'de de turizm tecrübem, Saskia dışında, gayet yalnız ve eğlenceli ve kazanımlı geçmişti. Berlin'de, bu akşamın konusuna eklenecek bir detay bulamıyorum şimdi.
Bakırköy'deki evime döndüğümde, Metallica, Hammersmith ve Odeon sözcüklerini kullanarak yaptığım araştırma sonunda, Elvira sunumuyla başlayan 34 dakikalık bir kayıda ulaşmıştım ve o kaydı edinmiştim.
O kayıt, bu akşam benim kaydım.
Sığdır.
Derinliği, nefessiz kalmak isteyen herkesi boğmaya yeter.
"Justice is lost, justice is raped, justice is gone, pulling your strings, justice is done..." dedikçe, bira yudumlatır, kendi tükürüğünü unutturur.
Anlayana ve sevene tabii...

Hiç yorum yok: