21 Ocak 2008 Pazartesi

maybe I'm a leo


Aptalca davranarak kırdığım kalpleri hiç anımsamadan; kalbimin kırığını onaramayan insanlardan uzaklaşmak için attığım adımlarımı, kafamı rahatlatamayan sözler yerine, güç ve moral verdikleri için duymak istediğim önermeleriyle seçtiğim şarkıların tempolarına uydurma kaygımdan başka kaygı duymadan başladığım günlerden biriydi.
Uykusuz ve Penguen, peynirli pide ve ıspanaklı börek, çay, kroşe, büyük boy çöp torbası, meyve suyu, ekmek, meze, peynir, yumurta, su, yarım telefon aldım. Yeni evimin gecikmiş ve güncel elektrik faturalarını ödedim.
Kel lakaplı, mavi gözlü, uzun boylu, iyi kalpli arkadaşımla ilçe merkezinde buluştum.
Lolipop küselini evimin önünde uzunca süre bekletip, eve girdiğimizde de duvardaki deliklerle uğraşıp, kötü ikramda bulunup canını sıktım. Özür diledim. Yine dilerim.
Yeni evimin eski faturaları nedeniyle kesilen elektriğinin sayacına bağlı anahtarındaki mührü, yetkili ve sorumlular olmadan devre dışı bırakmamda sakınca olmadığını telefonla öğrenince bodruma inip, akışı yeniden başlattım. Isındım ve aydınlandık. Duvar bile deldim.
Yanımda arkadaşlarımın olması bana sevinç verdi. Ödünç değil övünç isterim aslında.

Farkında olduğu ama bilmediği...
Algıladıklarımı anlatmak isteyip, üşenip, sonra da üşengeçliğimi rasyonalize ediyorum. Bunu da dahil ettim mi etmedim mi şimdi? Canım sıkıldı!
...okumam gerek!

Hiç yorum yok: