4 Ocak 2008 Cuma

never underestimate the power of boredom

Boredom may lead to motivation...

"There's comfort in my dark seat..." diyor Brandon.

Ben ortalıkta değilken senin gözlerin neye bakmayı seçti ve sen ne gördün bilmiyorum. Gözlerinin rengi de benimkilerden farklı. Senin binlerce farklı elbisen var; benim ağrıyan sırtıma geçirdiğim kumaş parçaları ise, sadece soğuktan koruyor.

Çekirdeğine kadar soğumuş bir sürü göktaşı, atmosferinde yanabilmek için çok uzaktan geliyor. Çoğu, yolda birbirleriyle ve diğer başıboşlarla çarpışıp parçalanıyor.
Ben de soğuk ve ilk bakışta, küle dönüşmesinde ziyan olmayan bir kütleyim. Farkım, üzerimde, hayatına zenginlik katabilecek organizmalar taşıyor olmam. Yolum boyunca, zaman zaman, yüzeyinden yansıyan ışığı gördüm. Bazen, beyaz çamaşırlarından ve saçlarının arasından yansıyan gibi, ışıktan yaratıldığını sandım.
Şu taş halimle, yakardım her seferinde, vaktinde yetişebilmek için. Bilinçten değil, bilimden yoksunum; ne kadar uzakta ve yaşama ne kadar elverişli olduğunu bilmiyorum.
Henüz sahip olmadığım yörüngemin, kütle takıntı kuvvetiyle belirlenmesini korkuyla bekliyorum.
Yaklaştıkça hissediyorum yanacağımı...

Sigara dumanıyla doldurup zarar verdiğim ciğerlerimi, nefesinle iyileştirdiğini gördüm rüyamda.

Belki güneşli bir günde, deniz kenarında; belki soğuk bir gecede, çöp kokan bir İstanbul sokağında...

Duvarlarımı boşalttım. En ilkel ihtiyacımın barınmak olduğuna kanaat getirdim. Barınağımın beni görsel olarak da rahatlatması ne kadar önemliymiş!

Beni geçmişimden kurtaran tüm gök cisimlerine teşekkür ederim.

Hiç yorum yok: