17 Mayıs 2007 Perşembe

IŞIN

Dün gece Hakan'ın kafası çok güzeldi... Yasal ve emniyetli şekilde hafifletildi kardeşim.
Çünkü dün, Hakan'ın karnı kötüydü.
Hastanede gerekli girişimler yapıldı ve Hakan'ın sorunu giderildi.
Dün gece, ilacın etkisindeki Hakan'la yaptığımız konuşmaların çoğu unutuldu bile.
Acıların da unutulması kısa sürecek!
Bir insanın sindirim sisteminin çalışmasının sonuçları bu kadar ilgiyle beklenebilirmiş demek ki...
Detay isteyen benle veya Hakan'la irtibata geçsin lütfen.

-----------------------------------------------------

Az önce VH1'da Stevie Ray Vaughan'ın yorumldığı Little Wing'in klibini izledim.
Klip sırasında, pizzadan bumerang yapılabileceğini öğrendim. Sonra, anlamsızlaştı herşey yine. Stevie Ray Vaughan da yoktu, Little Wing'i yaratan Jimi Hendrix de... Televizyonum kapalıyken Little Wing de yoktu. Algılayanın varlığı, algılananların umurunda değilse; algılayan da bu umursamazlığı gereğinden fazla umursuyorsa, aşınma kaçınılmaz değil midir?
Comfortably Numb, buna da değinmez mi?
Çöle dönülmez mi? (çay içmeye değil!)

Gitarına Lucille adını veren adam haklı. Stevie Ray Vaughan da haklıydı.
İstedikleri gibi okşadıkları, parmakladıkları, yerden yere vurdukları, inim inim inlettikleri, yüzlerini şekilden şekile sokmasına izin verdikleri, boyunlarına astıkları, üzerine titredikleri, kendilerine özel olana dek değiştirdikleri, yanlarından ayıramadıkları, öptükleri, sırtlarına ve kucaklarına aldıkları, yaktıkları, duygularını paylaştıkları bu şey, karşılık olarak sadece güzellik vermeye ve sadık ve güvenilir kalmaya, nasıl kulanılacağını öğrendiklerinde başlamıştı. O zamana kadar dökülen emekleri ölçmek mümkün müdür?

Klipte arada bir duyulan ses "O"nu gördüğü, tanıdığı ve sevdiği anı anlattı. Bir Stratocaster'dan "O benim ilk karımdı" diye bahsetti sözünün sonunda.
Bir adamın bir alete bu yakınlığı duyabilmesini yadırgayanlar için; müziğin, duygusal çıkıntıların şekillendirilme yöntemlerinden biri olduğunu söylemem de gereksiz olacaktır. Yadırgama komitesi, gitarla cinsel ilişki detayına takılacaktır muhtemelen. Takılsın ve kalsın orda. Elektrik çarpsın penasını...

Sonra, yukarıdan gözüken siyah beyaz tarlalar yeşile dönüştü. Gök gerçek mavi, bulutlar beyaz oldu. Konuşurken sesi korkunç olan, beyaz kıyafetli ve ak kalpli siyah adamın yumuşak ve umutlandırıcı şarkısı başladı. Dünyanın güzelliğinden bahseden bu adam da yok artık. Dünya da renklerin güzelleştirmeye yetmeyeceği kadar çirkin. Güzellikler bilinç sahibi ve kötü niyetli veya uzak.

Dünyaya çarpacak bir asteroid olmadan da durumyeterince vahim. Şimdiden, gidecek daha iyi bir yer gerek ama kalacak yer yok. Yollar da müziksiz çekilmiyor. Işınlanmaktansa, ben, korkuyorum.

Hiç yorum yok: