26 Mayıs 2007 Cumartesi

Ne menem

* Yaşam şeklimize, özgürlüğümüze karşı yapılanan tehlikeye karşı, milyonlarcamız yürüdük orada burada. Neden daha önce değil? Neden 2 sene önce yürümedik? Oturarak, e-posta göndererek, el yordamıyla ne yapmaya çalıştık?
Seçimden sonra ne olacak?
Yapılanmaya devam eden tehlikeyi yok mu edeceğiz? Herkes (yürüyenler ve yürüyenleri seyredenler) daha özgür ve aydınlık geleceğe mi kavuşacak?
Farkında olmaktan ve etkide bulunmaktan çekinmeyenler artmadıkça; bağımsız yaşamlar hep aynı tehdit altında olacak, kanımca.
Farkında olabilecek insanlar yetişmedikçe; birileri, en sert adımların sesleriyle fark ettirecek gibi geliyor bana.
Cem Yılmaz, ağabeyim olsaydı keşke. "Eğitim şart!" a takıldım ben yıllardır çünkü.

* "İyi bir müzik albümü, her seferinde aynı keyifle dinlenendir." diye okumuştum, bir zamanlar ve katılmıştım. O kadar şanslıyım ki, onlarca iyi albüme ulaştım. "İyi kadın" tanımı yapabilecek olan var mı?
Peki ya "İyi kitap"..?
Birinci tanımın yöntemi, sanırım sadece tanımladığı olguyla kullanılırsa işe yarıyor.
Arkadaşlarım, her görüşmemizde bana aynı tadı vermiyor ama bir kaç tane iyi arkadaşım var.
Ben de herkese hep aynı keyfi yaşatamam doğal olarak. Gelin görün ki, iyi bir adam olduğumu sanıyorum.

* Küçük bir ağaç verdim. Henüz yeni çiçeklenmişti. Aldı, taş döşemeye koydu. "Kökleri toprak ister bunun." dedim. "Sularım ben." dedi. Suladı da...
Su dallardan aşağı süzüldü durdu. Ormanım olduğu için, seyrettim; müdahele etmedim.
Sonunda, kayganlaşan sert zeminde tutunamayan ağaç, ilk rüzgarda üstüne devrildi. Bacağını kırdı tembelin. Şimdi bana bağırıyor, "Neden toprak vermedin?!" diye...
İnsaf be kardeşim. Bahçen var ya kocaman! Ben ormanda yatıyorum, kalkamam şimdi. Kendin git doktora.

* Rock-im-Park'a 5 gün kaldı! Ne yapacağım?

Hiç yorum yok: