8 Aralık 2008 Pazartesi

Fırat

Tanıdığım bütün Fırat'lar, ilk tanıdığımda gerçek çocuktular. İki tanesini ben de çocukken tanımıştım zaten. Sonra üç tane daha tanıdım ve yetişmeyi ağırdan alıyorlardı. Bu sözcüklerin nedeni, son üç tane içinde de sonuncu tanıdığım Fırat'tır.

Uykusuz'un muhteşemi Fırat'ı her okuduğumda veya hatırladığımda; ilkokulda hoca ciddi ciddi konuşurken, aniden kalkıp saçma sapan bağırmama, o yaşın en kirli küfürleriyle zamanı durdurmama neyin engel olduğunu merak ederim.
Uykusuz'un zavallısı Fırat'ı her gördüğümde, büyüdüğünde bana benzeme ihtimalinin ne kadar olduğunu merak ederim.

Yüklemini rivayet kipiyle oluşturduğum her cümlemden sonra, aklımdan "hangisinden yemiş? kırmızıdan mı yemiş?" geçmeye başladı.

Mutluyum. Ufacık güneş ve azıcık mürekkep.
Çok mutluyum.

Hiç yorum yok: