8 Aralık 2008 Pazartesi

Ölü At



"Söylenecek şeyler zaten söylenmiş!" demiştim değil mi daha önce?
Beton kamyonları olur ya; genellikle beton ünitesini sabit görürüz...
Şimdi, ben de, kafamın içinde donmuş olan harcı tekrar nasıl akışkan kılabilirim diye düşünüyorum. Neyle düşünüyorum? Harçla değil. Olmadı bu...
Söylenecekler söylenmiş, söylenmeyecekler de donmuş işte!
Neyle yapıştı kafamın içine?
Donmamış mı?

"Kamyonu devirmek" ne demek bilir misin?

Barbaros Bulvarı'nda devrilen bir beton kamyonu yüzünden okula geç kalmıştık bir keresinde.
Yıldız Üniversitesi'nin içinden yürümüştük. O adımlar ne kadar da kaçamak ve neşeliydi.
Bir keresinde de (şimdiki iç hatlar terminali, uluslararasıyken), beni terminalden alıp uçağa götürmesi için çağırdığımız araba çok gecikmişti de; apronu, üstünde uçak trafiği varken koşarak geçmiştim. O adımlar ne kadar da safça ve heyecanlıydı.

Kulağımdan içeri müzik akıtarak seyreltirim bazen içindekileri. Akan müziğin her çatlağa sızabilmesi için, düzenli bir titreşim gerekir. O titreşimi veren adımlarım ne kadar da rahatlatıcıdır.

Zaten daha önce ifade etmiştim; yürüme mesafelerini şarkılarla ölçmeyi severim. Benim fikrim değildir bu uygulama. Gayet severek kullanmakta ve burada kalın sözcüklerle anlatmakta da sakınca görmüyorum.

-------------------------------------

Bana "geçmişine bağlısın" , "geçmişte yaşıyorsun" , "geçmişinin, geçmiş olduğunu anla" gibi laflar ederler. Ben de "geçmişimle neden bu kadar ilgiliyim?" diye sorardım, kulağıma eğilip.
Şimdi farkına varıyorum; geçmişimde ve/veya geçmişimle yaşamıyorum. Geçmişimden büyük keyif alıyorum ve bu keyfi paylaşmaktan da keyif alıyorum. Geçmişimden ağlak ifadelerle bahsettiğimi hiç hatırlamıyorum.
Dile getirebileceğim, hakkında sohbet edebileceğim, değer verebileceğim bütün deneyimlerim, şimdiden öncede oluşmuştur. 1992'den veya geçen haftadan çıkarıp önüme koyduğum deneyimin önemi, çok nadiren ne zaman diğerlerine katıldığına bağlıdır.
Gülmeme, bazen de güldürmeme yarayan geçmişimin harcı, sadece benim eylemlerim de değil.
Siz, bir avuç, geniş (kalın) ve rahat görüşlü eleştiriciler, hepinizin yüz ve ses izi var geçmişimde! Siz, bütün geleceğe adım atanlar, Vera Lynn için ağlayan adamın dürtülerinden bihabersiniz. Benim, geçmişimizde neleri ne kadar değerli bulduğumdan da, "biz"in kimlerden oluştuğundan da, şimdimiz ve geleceğimiz için ne kadar rahat olduğumdan da size ne ki?

Geçmişini bırakmayı düşünemeyen, geçmişini elleyemeyenlerle dolu ortalık. Değiştirmekten ölesiye korktukları kocaman çantalarıyla, ansızın kapınızdan giriveriyorlar, farketmiyorsunuz. Tüm gelecekçiliğinizle ve hatta tüm rock'n roll felsefenizle ne kadar da yıkılmazsınız!

Hanenizde ölü at var, haberiniz yok!

Hiç yorum yok: