20 Mart 2007 Salı

PHBXV

20.03.2007 (19:15LT)
Bugün, geç uyandim. Yataktan çikmaya da pek niyetli degildim. Gece, kafami rahat ettirmeye yastiklar yetmemisti çünkü. Neyin yetecegini bilmek de rahat ettirmiyor ne yazik ki...
Kafamdaki konu, böyle bir rahatlik arayisindan kurtulamamakla belirlense de; buradaki konu bu degil. En azindan, simdilik bu kadar...
Saat 11:00 civarinda gelen telefonlar, izin günümü evde geciremeyecegimi; dahasi, havalimaninda geçirecegimi müjdeliyordu. Sürpriz evrak ihtiyaçlari, bilgisayar kullanici sorunlari, Funda'nin "ben havalimanindayim, sen ofiste misin?" sorusu...
Buradaki konu, son derece siradisi olsa da, Sivil Havacilik Genel Müdürlügü'nün, yeni sezon permilerimizi onaylamak için gerektigini söyledigi yeni evraklardan, sezonun baslamasina 3 gün kala haberdar olmamiz da degil.
Buradaki konu, Funda'nin havalimaninda ne için bulundugu da degil.
Yataktan çikip, banyoya girip, aynaya bakmaz olsaydim! Yüzümü yikamama gerek kalmadi. Aynada aksini gördügüm canli beni hemen ayiltti. Rahatlamaya, uyumaya calisirken, kafami yastiklara (mide tedavim kapsaminda, yataga 6 yastikla giriyorum da...) nasil sürttüysem, kafamin görüntüsü Elvira ile Beetle Juice ortak çalismasinin ürünü gibiydi. Hos degildi. Hemen firçadan ve çivili tokadan yardim aldim, evden çiktim. Buradaki konu, saçima söz geçirme yöntemlerim veya insanlarin kafama verdikleri tepkiler de degil.
Aslinda iyi konu yahu. Neyse, açikliyorum:
Buradaki konu, simdi, PHBXV!
Bu yeni çocuk bugün ugradi bize. Bu çocuk bir Boeing 737-800 (8K2). Dogdugu yerden daha bebekken kopartilip, yeni bir aileye verilmis, yeni bir eve yerlestirilmis. Ama, bizimki evde duramamis, gezmeye çikmis. Ilk ugradigi yer de Atatürk Havalimani'nin 217 numarali park pozisyonu olmus ("park pozisyonu" Türkçe'de egreti duran çevirilerden biri bence, alistik kullaniyoruz gerçi...)
Ben ofiste bilgisayar basinda, kafami rahat birakmayandan en güzel sekilde rahatliga geçmenin yollarini düsünürken ve bir yandan da Ankara'ya gönderilecek bilgileri, Amsterdam ve Minneapolis'ten tedarik etmeye çalisirken (tekmelojinin ayagina masaj yapayim), Didem aradi: "Abi bu uçak yeni, yepyeni! Içi plastik kokuyo! Gicir gicir! Görmek ister misin?" dedi. Bilgisayarin basindan kalkip, daha iç açici ve moral verici seyler görmeye, koklamaya son derece ihtiyaç duydugum o anda; isimi hizar gibi kesen, Hizir gibi yetisen Didem'e tesekkur! Kalbimin götürdügü yere gittim. Iyi de ettim, uçaga varmadan önce heyecanim yüzümden okunuyordu sanirim. Uçagin kapisinda kendimi, ekipten bir steward'a tanittim, firmamin kimlik kartini da destekleyici unsur olarak kullandim. Sivil kiyafetim bunu gerektiriyordu. O sirada, ucagin tuvaletinden çikan kabin amiri beni tanidi, ben de onu tanidim. Tanimasa miydim? 2 saniye sohbet ettik. Tuvalete de baktim. Kiyamadim kirletmeye. Dolaplari elledim, kapiyi oksadim. Aklima kapiya "Maasallah" yazan bir levha ve/veya nazar boncugu ve/veya at nali asmak geldi; kurban kesmek gelmedi. Gelenleri de geldikleri yere geri gönderdim. Sonra hemen uçagin altina indim. Her yeri Didem'in dedigi gibi "gicir gicir" di! Saginda solunda cesitli güvenlik ve gümrük mühürleri, cikartmalari yoktu. Wingletleri, parmaklari yukari isaret eden zarif kadin elleri gibiydi. Pitot tüpleri piril piril, static portlari ayna gibiydi. Motorlara baktim. Elimi ilk degdirdigimde, bebek poposu gibi, porselen tabak gibi pürüzsüzlügünü ve metalin sicaklik veren soguklugunu hissettim. Bu, çocukluga henüz geçen bebegi kim bilir neler bekliyordu. Kim bilir neleri tasiyacakti. Ambarlarina baktim. Içleri tertemizdi. Aglari düzgün, dik duruyordu. Az kalsin, iscilere "yüklemeyin beee! kirletmeyin yavruyu beee!!" diye bagiracaktim.
Bu güzelligi herkes görmeli, bu yeni yetme çocuga herkes destek vermeli, herkes onun yeni dünyasinda mutluluklara uçacagini söylemeliydi. Telsizden, binis kapisina seslendim. Is arkadaslarimi davet ettim. Mesguldüler. Üzüldüm. Tekrar yukari çikip kabin amiri ile vedalasip ofise geri döndüm.
Hislerimi unutmam. Bir araba için böyle seyler hissettigimi hatirlamiyorum. Baska bir uçak için de... Neyse...
Airliners sitesinde bu uçagin tek bir resmi var. O da yukaridaki tescil kodundan ulasilan URL'de. Seattle'dan teslim edilirken, kalkis sirasinda çekilmis. Yarin yine Istanbul için planlanmis abileri, ablalari... Artik, alisir bize, baska yere gitmez bir süre. Biz büyütürüz bu çocugu...

Hiç yorum yok: