24 Ekim 2009 Cumartesi

karaya dönüş


24.10.2009, saat Türkiye'de 21:32...

Canımın bir kısmı New York'ta. Burda, İstanbul'da kalan kısmı sıkılıyor, televizyondan lokale, bloglardan ev dekorasyonu fikirlerine, uykudan deniz manzaralarına savruluyor.

VH1'da, ilk bölümünü geçen hafta seyrettiğim en iyi 100 hard rock şarkısı geri sayımı programının üçüncü bölümü, bana bir kaç basamak sunuyor. Adımımı atmak kolay. Şaşırmak da öyle. Merak eden, buradan listeyi görebilir. Bir küçük bardak Southern Comfort da yükselmeye yardımcı... Sadece kanepeye kadar yükseliyorum.

2 gün sonra Geocities kapanacak ve ellerindeki eski yazılarım yok olacak. Yok olmak fikriyle terörize oluyorsam, bu konuda da acilen bir şeyler yapmam gerekmiyor mu? Yapayım, sonra buraya yazmaya devam edeyim.

Amariga'da (Nüyork orda), donguz gribi ulusal aciliyet ilan edilmiş. Aşı satışları kötü gidiyor herhalde...

Bilgisayar virüslerine karşı programların satılmasıyla ilgili tek bir fikrimin olmadığı zamanlardan, ilaç firmalarının gücü hakkında da okuduğum tek bir satır hatırlamıyorum. Şimdi, bu mikrop açılımlarından mı korkayım, salgın salan laboratuvar A.Ş.'lerden mi korkayım, canımın aciliye diyarlarındaki kısmının bu konuda ne yaptığını, ne bildiğini, ne hissettiğini mi düşüneyim?

Olmuyor!
Geocities'e emanet ettiğim sayfalarımı aynen geri almam mümkün değil!

Buzdolabındaki zeytinyağlı kereviz yenir mi hala?
Kafam tükenmiş...
Yarın deniz kenarında bisikletle gezineyim, Kapalıçarşı'da turist olayım...
Elimden sadece böyle şeyleri yapmayı düşünmek geliyor.
Düşündüklerimi yapmayı da başarabilecek miyim bakalım.

Mercimek köftesinden sonra, mideme bir küçük bardak daha Southern Comfort dökmeye çalışıyorum. Sanırım, pis su giderlerini açmaya yarayan kimyasallardan kullanarak daha başarılı olabilirim. Gırtlağım acıyor! Bir geri sayım mı var içimde?
Kafam tükenmiş...
Kanepe beyaz ve yerden yüksek. Yerde sentetik bir zemin var. Çamura basıyor gibi hissediyorum. Ayağımı kurtarmamın zor olduğu bir çamur. Ayakkabımın bağcıkları tomurcuklanmış. Ayağımı sadece çoraplarım kaplıyor oysa... Çim çoraplar!
Kafatasımın içinden eksilen mi var? Kulağımdan, burnumdan pamuk soksam...
İki ayrı firmanın, iki ayrı kağıda basılı, Kasım ayı personel çalışma programlarına tutsaklıktan kurtulsam!
Bu geceyi diğerlerinden 1 saat fazla yaşayacağım. Geç yatmamda bir sakınca yok.
Dilim tükenmiş...

Hiç yorum yok: